Osteoporoz dünyada en yaygın görülen iskelet sistemi hastalığıdır. Özellikle menopozdan sonra kadınlarda görülmekle birlikte erkeklerde, çocuklarda, ileri yaşta ise her iki cinste de görülebilmektedir. Osteoporoz kemiklerdeki mineral yoğunluğunun azalmasıdır. Erkeklerde 50’li yaşlarda, kadınlarda 40’lı yaşlarda başlar.
Vücudumuzdaki en büyük kalsiyum deposu kemiklerdir. Osteoporozda kemiklerdeki kalsiyum kana karışarak idrarda kalsiyum artışına dolayısıyla taş oluşumuna neden olabilir. Böbreklerinde kalsiyum taşı olan hastaların aşırı miktarda kalsiyum tüketmeleri önerilmez.
Bu hastalarda kalsiyumun diyetten tamamen çıkarılması osteoporozu arttıracağından taş oluşum ihtimali artacaktır. Kalsiyum taşı olan hastaların, günlük süt ve süt ürünleri tüketimini 500 gr ile sınırlamaları taş oluşumundan korunmak için yeterli olacaktır. İdrarla atılan kalsiyum genellikle oksalatla birleştiğinde kristalize olarak çökelti verir.
Bu durum zaman içinde, özellikle tüketilen sıvı miktarı azalıp idrar konsantrasyonu arttığında taş oluşumu ile sonuçlanır. Kalsiyum, oksalat yerine sitratla birleştiğinde çökelti vermeden eriyik halde atılır. Kalsiyumun yapacağı birleşik, ortamın oksalat ve sitrat konsantrasyonuna göre belirlenir. Yani ortamda hangisi fazlaysa kalsiyum onunla birleşik yapar. Kalsiyumun çökelti vermesini önlemek için oksalattan fakir, sitrattan zengin diyet önerilir.
Kalsiyum oksalat türü taşı olan hastaların, idrarla atılan sitrat miktarını arttırmaları için pratik olarak günde 1 limon suyu (sitrik asit) tüketmeleri önerilebilir.
Osteoporozdan korunabilmek için, çocukluktan itibaren güçlü kemik yapısı oluşumunu desteklemek gereklidir. Yeterli kalsiyum alımı ve egzersiz büyük önem taşır. İleri yaşlarda böbrek taşıyla karşılaşan hastaların osteoporoz yönünden tetkiki uygun olur.